Saat 2 de Köln’e indik ,Köln ve Bonn çok yakın olduğu için aynı havalimanını kullanıyorlar.
Trenle şehre gidildi.
Ufuk Kramm’a bugün gidelim aradan çıksın deyince ben yorgunluktan , Harun ve Ferdi ise alacakları bir şey olmadığından yan çizdik ve gitmedik .Biz şehirde dolaştık.
Köln Almanyanın 4.büyük şehri , yapımı 500 yıl süren Dome katedrali Avrupanın en büyüğü , ( ya da en yükseği işte neyse , googledan bakmak lazım ) bu yüzden şehre turist geliyor.
İçi de oldukça görkemli,
Noel süsleri ve pazarları ufak ufak başlamış.
Bir ara kendimi yalnız ve öksüz hissettim ama belediye her şeyi düşünmüş , yalnızlara sarılan heykel ( heykelin sarılan kolunu kaçırmayın )
Ben bu heykeli gördüğümde 55 – 60 yaşlarında bir kadın heykelin kollarında hem sohbet edip hem de ona kızarmış patates yediriyordu.Burada yalnızlıktan üşütmüş epey insan var , ya Ferdi ya Harun , bir dilencinin yanındaki tabelada “ isterseniz benimle sohbet edebilirsiniz “ yazdığını görmüşler.Acıklı tabi.
Kramm takımı saat 9 da bitik olarak geldi. Klaus Kramm hepimize birer kupa ve küçük viski şişesi boyutunda “ dampflok oil “ göndermiş ama espri tabi , içinde çok alkollü olmayan bir içki var.
Mesut ve Koray orda resim çekmiştir ve sanırım araya koyarlar resimleri.
Sabah hep birlikte trenle fuara gittik .Aslında binmeye değmez tek istasyon ve çok yakın ama telaş işte.
Yanımdan geçen Br 111 in içini kaçırmadan çektim.
Fuara giriş 13 euro , hepimiz şoka uğradık , 2 yıl öncesine göre çok zayıf , hem kurgular hem satıcılar hem de ziyaretçiler az.Bütün yol boyunca birbirimizi yedik , ben herkesi tehdit ettim , “ benim yanımda dolaşmayın “ diye , Koray ve Barbaros alacakları Kittel için birbirlerini hırpaladılar ama heyhat tek bir Kittel bile yoktu.
Tezgahları didik didik ettik ama nafile. Roco-Fleischmann katılmamış bile fuara.
Liliput-Dolischo ortak yapımı muhteşem bir tramway
Avusturya malı Ferro train , yamuk ve dişli buharlısı ile meşhur , Ferda ile Viyanada görüp hayran kalmıştık