Bir de şunları ekleyeyim:
Naçizane, “yazarlık” yönü olan insanlar, çok kolay “iki yüzlü” durumuna düşebilirler. Daha doğrusu, yazarlığın tabiatında bunun böyle olduğu, “yazmayan” insanlar tarafından –genellikle- teşhis ve takdir edilemez.
Elbette ki, gerçek hayatta şahsiyetimizle de fikir dökümümüzü “radikal” olarak yapabiliriz. Ve fikir kademesinde radikal yazmak, “kendini kaybetmek”, “korkaklık” ve benzeri zaafiyetlere bağlanmamalıdır.
Burada bu camianın konusu itibarıyla handikap teşkil eden husus, gerçek hayattaki “Tren Dünyası”nın –sadece bu ülkede değil bütün dünyada- çok devletçi ve buna bağlı olarak da ailevî kalmasıdır
(Liseden bir arkadaşım 90´ların başlarında o zamanlar -sizlerin daha iyi bileceği üzere- muhtemelen zaten yeni açılmış olan “Demiryolu Meslek Yüksek Okulu”nu bitirmişti. Mezuniyet ardından arkadaşlarıyla birlikte Haydarpaşa´ya gitmişler. Orada görüştükleri yetkililer, “Bizde bu iş babadan oğula geçer. Biz sizi ne yapalım ki?” demiş. Belki bana bu şekilde aktarılmış şu hikayede de eksiklik veya abartı olabilir. Fakat ben konunun aslının bu olduğuna inanmasam buraya aktarmaya gerek görmem).
10 yıl otomobil tasarımı ile ilgilenmiş biriyim (tabi Porsche´de değil, kendi aleminde. Porsche 4x4 işine el attıktan sonra ben de büyüden kurtulmuş oldum). Bu apayrı bir hikaye. Fakat ülkedeki tren faslında gerek creative yönlerinin (elbette buna bağlı olarak “üretim” yönünün de) o derece zaafiyet halinde olması karşısında radikal kalsam da buna şaşırmıyorum. Çünkü gerçek bu. Genç insanların, “yaratıcı” (elbette insani anlamda) ve ancak bundan sonrasında “üretici” müstakil insanlar olarak yetişmesi yerine, “KPSS standardı dingil ve vagonlar” olarak seri imalatı karşısında kahroluyorum. Bu katarın nereye kadar gidebileceği elbette görülecektir.
Bir ülkede / realitede bir alan (trencilik, havacılık, otomobil, müzik ve hatta felsefe) –rejime politik rezerv olarak- ciddi bir tekel altında tutulmuş ise, orada o işin hobisi de –kaçınılmaz olarak- sıkıntılı olmaktan kurtulamaz...
(Nasıl Kemal Bey, kötümserlik buharın sisinden biraz çıkabildi mi?
)