Bir CG (computer Graphics) uzmanı olarak konunun önünde yükselen duvarları ifade etmek istedim.
Masaüstü simulatorlerde asıl mesele, mevcut yöntemlerin aşılmasının mümkün olamamasıdır.
Mesela bunların en tipik misali, tren veya uçağın üzerinde yol aldığı topoğrafya ile ilgilidir: Mevcut şartlarda topoğrafya kurguları, “geo-data” dediğimiz veri karakteristikleri / standartları ile yetinmeye zorlanmaktadır. Bu durum, “sahnelerdeki modeller” için de geçerli. Yaklaşık 6 yıl kadar öncesinde, “simulatorlerde artık realiteden doğrudan alınmış veri” ile çalışılması zamanı geldi diye yazmıştım.
(Yani, maalesef, MSTS2 çıkmış olsaydı da pekbirşey değişmemiş olacaktı. Zaten Microsoft da onu bu yüzden çıkartmamış olmalı. Çünkü, aynı topografik data -SRTM denen şey- aynı viusal konsept - modelleme almelelikleri vs. Hiçbirşey değişmemiş olacaktı. Ki, Railworks 2008-9-10 vs ile 2013 arasında da esasen hiçbir fark yoktur. Bu bakımdan bence Microsoft´un MSTS2´yi çıkartmamak kararı yerine diğer oyun firmalarının "oyunlarının" tenkid edilmesi gerekiyor. Mesela Microsoft, Flight Simulator´de de buna benzer ve mantıklı bir yola girdi. Yani, temçit pilavını menüden çıkartma politikası).
Elbette dünya da bu durumun farkındadır. Bunun en net isbatı, hemen her yerde bahsettiğim, Nokia 3d server´idir:
http://maps3d.svc.nokia.com/webgl/ (geçen aylara kadar kendi rendering plugin´i ile çalışıyordu. Şimdi webGL üzerinden çalışıyor. Yani HTML5 destekli browser gerekiyor).
Diyeceğim o ki, gerek uçuş, gerekse demiryolu sim´lerde artık “scenery”ler baştan itibaren amatör bir anlam ifade eden “oturup modellemek” yerine “doğrudan çözümler” ile gerçekleştirilecek. Hatta, yarın öbür gün, bu tip server´lar üzerinde sim´ler mümkün olabilir ( Google Earth´e yarım yamalak uyarlanmış sim modunda olduğu gibi. Fakat hali hazırda Nokia 3D karşısında Google Earth´ün hiçbir anlamı kalmamıştır. Geç kalmış bir halde kendilerini yenileme peşine düştüler. Çünkü yatırımlarını buna dönük larak değil, “uydu” üzeine yapmışlardı).
Bunlar konunun global yanları. Meselenin aslı, bizim bu 3. dünya ülkesindeki “uyanık geçinme” tarzları. Yani, hemen her fırsatta ifade ettiğim bir durum olarak, kurulu akademia/bürokratrik 3. dünya tezgahının bizi kendi “maraba” standartlarına mahkum etmek gayreti.
Mesela, sözümona yerel simulatorlerde “amatör data standartları” ile yetinmek. Gerek uçuş, gerekse demiryolu sim´lerde topoğrafik gerçeklik o derece önem taşıdığı halde, sürekli olarak, bir “yetinme” durumu bahis konusudur. Çünkü bu konu, amatörlerin uzanamayacağı yerlere kadar uzanıyor (mesela, ülkedeki geodezi bürokrasisi ve buna “şıracı” durumundaki bir 3. dünya akademizmi. Yani çift başlı bir 3. dünya engizisyonu. Çünkü sırtlarında şaklayabilecek bir “civil kırbaç” yok ve nasıl olsa maaşlar gelmeye devam ediyor).
Simulatörler açısından temel teşkil eden bu ve benzeri hususları pekçok defa ifade etmeye gayret etmiş biriyim. Yani olay, “şu veya bu simulatore kendi sahnemizi/modellerimizi yapıyoruz” aşamasını çoktan geride bırakmış olmalıydı. Daha açık ifadesiyle, oyun sektörünün limitlerini zorladığı masaüstü sim´leri (mesela Railworks 2013) ben de deniyorum. Fakat dediğim gibi, bunlar 10 yıl öncesinin –o gün için tahammül edilebilir- standartlarıdır.
( Yukarıda linkini verdiğim Nokia 3D server´ine gözatmanız, anlatmak istediğim durum bakımından son derece önemli. Yapmanız gereken, adı geçen ve son derece ileri/hassas aerial photogrammetry teknolojisi üzerinden çalışılımış 25 adet şehirden herhangi birine -binaları tek tek görebilecek şekilde- yaklaşmak. Ve ardından, sağ tuş ile sahneyi döndürmek. İşin içyüzü anlaşıldıktan sonrasında, -mesela Newyork Manhattan gökdelenleri üzerinde- sadece pan yaparak parallaksı görmenin bile ayrı bir zevki oluyor).Artık bir kulağımdan girip öbüründen çıkan “biz onu yapıyoruz zaten / bizim çocuklar onları yapıyor zaten" şeklinde lakırtılar oluyor. Yani, “kahraman ...velsanımızdaki/ ... elsan´ımızdaki efsane mühendilerimiz onları hallediyor zaten” gibisinden 3. dünya tekerlemelerini umursamıyorum. Çünkü bu 3. dünya çiftliğinde 5. / 6. yola makaslama gayretlerine alışıkınım...
Konunun gerek şahsım gerekse ülkede alternatifi olduğunu sanmadığım naçizane bürom düzeyinde merkezinde biriyim. Buna "Dijital Coğrafya" diyoruz. Hatta, dün Eskişehir´li oluşumuz itibarıyla, burada demiryolu modelciliği grubu ile tanışmış oldum. Birkaç saat kadar anlattık ve fakat elbette ilk sohbetimiz olması vesilesiyle sınırlı olmak durumunda idi.
Kendi şehrim olmasına rağmen Eskişehir´in bilincimde daima kıvamlı kalmış on yıllarına dair anlamı bakımından, "İstasyon Parkı"nın bende apayrı bir anlamı olmuştur. Kerem Bey Kardeşimizin gayretleri eşliğinde grup buradaki çay bahçesinde toplanıyormuş. Şahsım adına bundan çok hoşnut kaldığımı ve teşekkürlerimi bir kez daha ifade ederim.