Belki de çok üzüldüğüm için olacak ki ben de yangının masum olduğunu düşünmüyorum biraz ama etraftan edindiğim izlenimlere göre itfaiyecilerin üzerine çok gidiliyordu, bu eksende ekşisözlükte bir yazıya rastladım, onu paylaşmak istiyorum. Yazıyı olduğu gibi kopyalıyorum.
*********
konuyla ilgili olarak konusunda uzman bir itfaiyecinin bu yangınla ilgili bir yangın forumunda yapmış olduğu şahsi açıklamasını kendi rızasını alarak aktarmak isterim...
--------------------------------------------------------------------
mimarlar odasi: "havadan müdahale edilmeliydi"
türkiye mimarlar odası başkanı eyüp muhçu, konuyla ilgili olarak habertürk tv'ye konuştu:
"tarihi gar binası türkiye için önemli bir miras. 1. grup korunması gerek yapı. bu yapının korunması için çalışmalar yapılması gerekiyordu. şimdi bu tadilatların düzensiz bir şekilde devam ettiği yönünde bir takım bilgiler var. yangın başladığında istanbul belediyesi itfaiye müdürlüğü'nü aradım. helikopterle havadan müdahale gerektiğini, aksi takdirde sönmeyeceğini, taşıyıcı temellerin ahşap direkler üzerinde oturduğunu belirttim. fakat helikopterle havadan müdahele edilmemesi çok risklidir ve düşündürücüdür.
"yangın söndürme sisteminin olmaması, olası yangınlarda yangından korunmanın sağlanmaması, tedbirlerin alınmaması ayrı eleştiri konusudur. mutlaka havadan müdahale olanağını kullanması gerekiyordu orman bakanlığı'nın. istanbul'da normalde çıkan yangınlarda 15 dakika içinde havadan müdahale edilebiliyorken, 1 saatlik süre içerisinde neden helikopterle havadan müdahale yapılamadığını anlamak mümkün değil.
"zemin kata inmesi halinde taşıyıcı nitelikteki ahşap direklerin hasar görmesi, binanın tamamen yok olmasına neden olabilir. yapılan müdahale itfaiyenin müdahelesidir fakat bu yöntem aslında yeterli değildir."
normal olarak yapısal yangınlara havadan müdahale edilmez. suyun söndürme etkisinin gerçekleşebilmesi için yanan yüzeylerle suyun temas etmesi gerekir. ancak bu şekilde yakıt yüzeyindeki piroliz süreci durdurulabilir. bina yangınlarında havadan suyun dökülmesi durumunda binanın çatısı ve duvarları içeride piroliz sürecinin devam ettiği ahşap malzemelere suyun ulaşmasını engeller. su, sadece duvar ve çatıların dış yüzeylerini soğutarak bina dışından aşağıya doğru akar. bu durumda çatı üstüne çıkan alevler ortadan kalkarak yangın sönmüş gibi görünse de içerideki yapısal unsurlarda yanma devam eder. dahası yüksekten düşen tonlarca su binaya çok fazla yük bindirerek binanın taşıyıcı sistemini zorlar ve binada yangının etkisi dışında çökmelere neden olur. bu çökmeler takip eden süreçte dışarıdan yapılan müdahalenin etkinliğini daha fazla azaltır ve dahilden yapılacak operasyonları daha riskli bir hale sokar.
çatı yangınlarındaki itfaiye operasyonlarında uygulanan standart prosedür hakkında grup üyelerine biraz bilgi vermek sanırım operasyonu değerlendirmeleri açısından faydalı olacaktır.
itfaiyenin çatı yangınlarında uyguladığı genel prosedürde dahilden müdahale esastır. yani yangın bina içinden hortum sererek çatıya çıkan itfaiyeciler tarafından söndürülür. dışarıdan yapılan merdiven araçlarından yapılan müdahale yangının sirayet etmesini önlemeye yöneliktir. itfaiyeciler olay yerine vardığında çatıya kol sermeye başlarlar. ancak bina dahilinden kol (yangına su veya köpüğün işlendiği hortum hattı) çekmek birkaç dakika aldığından merdiven aracı hemen kaldırılır ve yangının diğer çatılara sıçraması engellenecek şekilde su işlenir. dahildeki itfaiyeciler çatıya ulaştığında merdiven aracındaki itfaiyeci suyu keser ve içerideki ekip söndürme işlemine devam eder. eğer içeriden çatıya çıkılmazsa çatı arasında bulunan kalaslar ve eşyalar tamamen yanar ve dışarıdan işlenen su buralara etki etmez
haydarpaşa garı yangını bu anlamda daha farklı ve özel. çünkü haydarpaşa garı bizim bağdadi dediğimiz bir bina türü. yani taşıyıcı sistemi ahşap kiriş ve kalaslardan oluşmakta. dolayısıyla binanın içindeki malzemeyle beraber binanın kendisi de yangını besleyen bir "yakıt" oluyor. binanın döşemeleri ve çatı arası ahşap malzemeden yapılıyor. ayrıca binanın iç duvarlarındaki taşlar tahta perdelerle bir arada tutuluyor. bağdadi binalarda yangınlar döşeme aralarından ve bu duvarlardaki perdelerin içinden binanın diğer bölümlerine fark edilmeden yayılabiliyor ve dahilde çalışan itfaiyecileri ciddi çökme risklerine maruz bırakıyor. bu nedenle itfaiyeciler bağdadi binalardaki yangınlarda içeride mahsur kalan bir canlı yoksa dışarıdan müdahale etmeyi tercih ediyor.
dışarıdan müdahale ile dahilden müdahale arasındaki fark şudur: dahilden yanmakta olan yeri bulur ve söndürürsünüz. dışarıdan müdahale ise bina soğutulur ve yangın sönene kadar kontrol altında tutulur. ingilizce literatürde dahilden müdahale şekilleri offensive veya aggresive tactics olarak geçer. dışardan yapılan müdahalelerde defensive tactics olarak kabul edilir. dahilden yapılan müdahalelerde az suyla ve hızla yangını söndürmek mümkündür. tabii büyük riskler alarak. ancak dışarıdan müdahale uzun süreli bir çalışma, fazla insan gücü, kesintisiz bir su kaynağı, uzun mesafeli ve yüksek debi oranına sahip lans ve monitörler gerektirir. kesintisiz su kaynağı ve yüksek kapasiteli lans ve monitörler buradaki anahtar kelimelerdir. çünkü suyun soğutma etkisiyle söndürme özelliğinin gerçekleşmesi için uygulandığı süre ve miktar çok önemlidir.
bu bağlamda yapısal yangınlarda helikopter ve uçak kullanımını anlamsız kılan özellikleri toparlarsak:
1- binalar doğal olarak iç mekanlarını dış etkilerden korumak amacıyla yapılırlar. dolayısıyla helikopterle atılan su olsa bina içindeki yanan yapısal unsurlara etki etmez. bu noktada dışarıdan bakanlar alevlerin azaldığını görseler bile piroliz hızla devam eder ve yapısal unsurlar bozunarak mukavemetini kaybetmeye devam eder.
2-suyun söndürme etkisini gösterebilmesi için yeterli miktarda ve yeterli bir sürede kesintisiz olarak uygulanması gerekir. oysa helikopter ve uçaklar anlık olarak söndürücü maddeyi bırakır ve su iç mekana sirayet etmediğinden yanma şiddetli bir şekilde devam eder. (gebzedeki tever sunta yangınında aynı nedenden ötürü uçaklar çok verimli olmadı. o yangını da orada merdivenin tepesinden su ve köpük işleyen arkadaşlarımız ile sunta yığınlarını aktaran arkadaşlarımız söndürdü) hatta orman yangınlarında bile uçaklar ve helikopterler yangın büyümüşse hektarlarca alanın yanmasını engelleyemez.
3-yukarıdan bırakılan tonlarca su binanın üstüne çok büyük bir kuvvetle iner ve binada dışarıdaki kollardan işlenen sudan çok daha fazla yük bindirir. dolayısıyla binanın çökmesini hızlandırır. bina içerisinde kısmi veya tamamen çökmeler yaşanabilir. hatta en sonunda içten içe yanmakta olan bir enkazımız olabilir. amacımız değerli binamızı kurtarmaktı... ancak bu şekilde kendi ellerimizle yıkmış oluruz.
4-helikopterler ve uçaklar belli bir noktaya değil alana su bırakırlar. dolayısıyla o sular yakın mesafede çalışan itfaiyecilerin üzerine inecektir. elbette yukarıdaki maddelerin yanında önemsiz bir detay. lakin operasyon güvenliği ve emniyetini olumsuz etkileme ihtimali mevcut.
yukarıdaki nedenlerden ötürü dilimize yapısal yangıncılık diye çevireceğimiz ve dünyada structural firefighting olarak geçen itfaiyecilik branşında havadan müdahalenin yeri yoktur. ancak açık alanlarda yüzey yakıtlarının dahil olduğu ot, çalı ve orman yangınlarında uçakların yeri vardır.
haydarpaşa garı olayına dönersek orada da dışarıdan müdahale (defensive) başarıyla uygulandı. bağdadi bina olduğu için dahilden müdahale yapılmadı. denizden su çekilerek kesintisiz bir su kaynağı sağlanmış oldu ve merdivenlerle sirayet kontrolü yapıldı. ancak burada en kritik müdahaleyi kıyı emniyetine ait gemiler gerçekleştirdi. onların sahip olduğu monitörlerin kapasitesi çok daha fazla olduğundan çok uzun süre bol miktarda su işlediler. gerçekten bu müdahale saatler sürecek ve belki de binanın tamamının yanmasına neden olabilecek bir yangının çok kısa bir sürede bastırılmasını sağladı. helikopter ve uçaklar havadan o gemilerdeki monitörlerin yaptığının onda biri kadar etkili olamazdı. ancak tabii ki sıktıkları tonlarca su çatının yıkılmasına neden oldu. hatta büyük ihtimalle 4. kat bile su hasarı yüzünden yeniden yapılmak zorunda kalacak. ayrıca şunu da vurgulamak gerekir haydarpaşa garı yangını çok fazla ısı yayım oranına (hrr) sahip bir yangındı. dolayısıyla hızlı büyümesi çok normal. yani özel olarak çatıda bir yanıcı izolasyon malzemesi olmasa da o çatının o kadar yanması çok normal.
itfaiye ilk etapta müdahale edemedi gibi şeyler söylendi haber kanallarında.itfaiyenin ihbarı aldığı andan itibaren yangına ilk suyu vurması arasında geçen süreye refleks zamanı denir (coleman, managing fire services) . itfaiye olay yerine varır varmaz yangına su fışkırtmaya başlamaz. operasyonun nasıl işleyeceği değerlendirilir. bazı taktik kararlar alınır ve kollar kurulmaya başlanır. bu bir ev yangınında saniyeler sürer. ama haydarpaşa garı gibi bir yerde bir kaç dakika alabilir. buna değerlendirme aşaması (size- up) denir ve son derece normaldir. bugün nöbetçi değildim olayın seyrini bilmiyorum. ancak genel prosedüre göre böyle büyük yangınlara bütün muavenet ekipleri ilk müdahale ekibiyle beraber aynı anda sevk edilir. bu nedenle merdiven yetişmeyince 52'lik merdiven istendi haberi de doğru değildir.
peki gemileri kullanamayacağımız kıyıya uzak yerlerdeki benzer binalardaki yangınlara ne yapacağız. itfaiye teşkilatının 5000 lt/dk su işleyebilecek kapasiteli monitörleri mevcut. ancak şehir içinde bu monitörleri kullanabilecek mesafe olmaz. (bu monitörler çok yakından kullanılamaz). ayrıca eski istanbul'un hidrant alt yapısı da bu kadar fazla suyu sağlayabilecek durumda değil. bu nedenle benzer tipteki eski binalarda oluşabilecek yangınlarda binanın tamamen yanması mümkündür ve bunu engellemek için itfaiyecilerin yapabileceği çok az şey vardır. bu bir kapasite eksikliği değildir. olayın doğası böyledir. eski istanbul sokaklarında ulaşım imkanı çok kısıtlı olduğundan ilk müdahale ekiplerine muavenet ekiplerinin ulaşması daha fazla zaman alabilir. böyle bir durumda itfaiye, kaynaklarını yangının komşu binalara sirayetini engellemeye odaklayacaktır. bu nedenle tarihi yapıların yangın güvenliğinin 2009 yangın yönetmeliğinin 167. maddesinde belirtildiği şekillerde hızla artırılması gereklidir. aksi takdirde itfaiyecilerin yapacağı hiçbir müdahale bu binaları kurtaramaz. bu sadece istanbul itfaiyesinde değil dünyanın her yerinde böyle. aşağıdaki linkte avusturya'da neuberg kentinde bizim bağdadi dediğimiz yapı türünde yaşanan bir yangının 6 dakikalık videosunu gönderiyorum. operasyonun ne kadar sürdüğünü bilmiyoruz. itfaiyenin dışardan müdahale ettiği görülüyor . çünkü içeriden müdahale çok riskli. (ayrıca avusturya'da birkaç büyük şehir dışında mesleki itfaiyeci yok. hepsi gönüllü ) ancak itfaiyenin gelmesinden itibaren su işlemelerine kadar geçen zamana ve yanan yüzeylere su dahilden vurulmadığında yangının nasıl hızla büyüdüğüne dikkatinizi çekmek istiyorum. bina benzer bir yapı türünde olmasına rağmen bizim bazı tarihi binalarımızdan (mesela bugün yanan haydarpaşa garı) çok daha küçük. dolayısıyla ortaya çıkardığı hrr daha az ve kontrol altına alması daha kolay.
&feature=related
böyle uzun bir e-posta atarak çok fazla zamanınızı almak istemezdim. ancak itfaiye teşkilatının ne yaptığı nasıl çalıştığı ne yazık ki yangın veya geniş anlamda acil durum sektöründe çalışan insanlar tarafından bilinmiyor ve araştırılmıyor. şunu unutmamak gerekir ki itfaiyecilik her ne kadar tanınmasa da kendi kuralları, prosedürleri ve teknikleri olan bir meslek. istanbul itfaiyesi de bu mesleği yaklaşık 300 yıldır icra eden bir teşkilat. kendi fikrimce herkesin her konuda doğru bilgiye dayandığı takdirde yorum yapmaya hakkı vardır. ancak bir konuda basın açıklaması yaparken gene kendi fikrimce o konuda uzman olmak gerekir. yangın güvenliği alanında çalışan bir mimar veya mühendis olmak itfaiyecilerin neye nasıl müdahale etmeleri gerektiği konusunda bir fikir sahibi olmayı gerektirmez. çünkü ikisi bambaşka şeyler. itfaiyecilik başka bir uzmanlıktır. bir mimar veya mühendis elbette itfaiye müdahalesi ile ilgili yorum yapabilir. ancak bunu yaparken bir miktar itfaiyecilik bilgisi ve deneyimi olması gerekir. herşeyden önemlisi bu eleştiriler anlık kişisel gözlemlere tahminlere ve akıl yürütmelere değil bilimsel verilere, modellere ve örneklere dayanmalıdır. aksi takdirde eleştiriler yapıcı olmaktan uzaklaşırlar.
saygılarımla
-------------------------------------
*********
Umarım eskisinden farksız ve her anlamda temiz bir şekilde Hayrapşamıza kavuşuruz en ksıa zamanda.
Bugün kulelerden Kadıköy tarafındaki yıkılmış diye duydum ama bir fotoğraf vs göremedim, umarım doğru değildir.