(Aşağıdaki satırları okuyunca belki "bu adam da nereden dadandı arkadaş?" diyeceksiniz. Fakat siz yine de demeyin).
Merhaba,
Biliyorsunuz, ben foruma 2008´de kayıt olmuş isem de sizlerin arasında henüz çok yeniyim.
Modeller ve hatta modellerden ziyade simulatore uyarlamalar harika. Fakat “paneli eve götürebilmiş olmanız” daha da büyük bir başarı...
“CAD Tabanlı Sahneleme” benim işim ve buna CAD´in ülkedeki bilinen hallerinden ziyade , genel olarak DCC (Digital Content Creation) deniyor. Şimdi, işin aslı, gerek modelleme, gerekse “texture mapping”, bizim bu işlerde yıllar boyu pek de ısınamadığım fakat el mahkûm hakkını verebilmek için elbette mesai harcamak durumunda kaldığım alanlardan. Aslını isterseniz, zaten bu konularla şu veya bu düzeyde ilgilenmiş herkesin de bildiği üzere, modelleme ile texturing dahî apayrı uzmanlık alanlarıdır. Bu böyle olmasına rağmen, yıllardır farkında olduğum husus, birkaç benden genç arkadaşın, demiryolu simulatorlerine sahne/model uyarlamada takdire şayan bir el yordamı meydana getirmiş olması.
Fakat cad modelden prototip işi bambaşka bir fasıl.
Yine genel olarak ülkedeki oturmuş durumda olup, yaratım / birikimden ziyade, yatak odasına dönük meslek / kariyer yapısının, kendi sırtını yasladığı ve “hayat” adındaki bu “büyük abi”nin desteğiyle, gerek computer, gerekse computer arts alemlerindeki naçizane birikim ve görgümüzü “bunu hangi programda yaptın birader?” sorusu üzerinden “boşa çıkartmak” taktikleri vardır (yani, ben ki doktor/mim/müh/öğrtm/müd/mem/işçi vs.yim sen ki Frengistanlı bilgisayarcı Frenk nesin söyle bakalım? ).
Fakat bu işler sadece bizim şu memlekette değil, dünyada da ayağa düştüğü için “amcası bizim oğlanın da var bilgisayarı o da yapıyor böyle şeyler” gibisinden bir kuru kalabalık denizi içinden sıyrılabilmek amacıyla, okyanusun pek de göze alınamayan kimi adacıklarına doğru yıllarca kulaçlayıp kendimizi heder etmek durumunda kaldık...
Söylemeye utan-mı-yorum: 15 yıllık bir CG (Computer Graphics) bürosu oluşumuza rağmen, işte bu sebeplerle, “3D printing” konusundan daima uzak durdum.
Yıllar önce bir vesile ile ilgilenmiş olsam da, konunun üzerinde en çok ahkam kesilen fakat realitedeki tipik fos karşılıklarını görüp de “evet işte burada da gerçek bundan ibaret” demek istemediğim alanlarından biri, işte o “3D printing” faslıdır. Ahkam çok. Wikipedia´lar dolusu sayfalar, copy/paste´lardan ibaret uyduruk haber siteleri vs. Stereolithography, STL models vs.
Fakat her zaman dediğim gibi, “vitrine” değil, gerçeğe, yani “vitrinin arkasına” bakan biriyim. Adamın teki 3. dünya rantlarından türetme parayı “dükkan satın almak” yerine, bilmem kaç metrelik printer´lara yatırdığında bunlardan gelen parayı “dükkan kirası tadı” ile bir yere kadar yarıştırabilir. Fakat bunun “3D printing”de sökmeyeceğini tahmin etmek zor değil. Çünkü bu, “aletin başına bol bulunan amele populasyonundan birilerini dikip 3. dünya parası basmak” şablonuna uymayan bir iş...
Sizler bu konunun (vitrinin) arkasına dair ipuçlarını muhtemelen daha iyi biliyorsunuzdur.
Yine de bahsettiğim o dönemde STL cad biçimi ile biraz cebelleşmiş olduğumdan şunu herhalde söyleyebilirim: Olur da CAD modellerden (yani, “3d Studio Max´te mi yaptın birader?” sorusunda geçen tarzda DCC modellerinden) yola koyulup, “Allaaaah 3D baskı çıkmış arkadaş” şeklinde gaza asılan olur ise, “convert to STL” işini savsaklamasın. Sonrasında “makinanın çözünürlüğü”ne bahane bulmak durumunda kalınabilir. Tabi, önce kahramanı bol ve de "hiç yapamadığı devrim"in arabasını bile yapmış diyar ülkesinde “makinayı” bulmak gerekiyor:
(Müdürüm / Amirim! 3D baskı makinası dedikleri o kadar pahalı birşey değilmiş. 2-3bin dolarlık olanları da varmış. Ama siz genel müd.den bi rica etseniz de şöyle 100bin$´lık olanını getirtsek. Bizim atelyedeki Mehmet bu işlerden iyi anlıyor. O hepsini halleder kerata. Oldu mu bu iş, yerel gazetelerde hergün fotoğrafımız çıkar vallaha müdürüm...). Nasıl “Koca kafalar”a iyi senaryo değil mi?