19. Yüzyılın tam ortalarına geldiğimizde, Osmanlı İmparatorluğu’nun ana toprakları üzerinde ve özellikle en verimli bölgesi olan Batı Anadolu’da bir demiryolu yapımı kaçınılmaz hal almıştı.
İngiliz tüccarlar, İzmir’i Batı Anadolu’ya bağlayacak bir demiryolu yapmaya çok kararlıydılar. Uzunca bir süre neredeyse 5 yıl gibi süre boyunca İngiltere’deki demiryolcularla yazıştılar ve sonunda İzmir ile Aydın arasında bir demiryolu yapımı için İngiltere’den sermaye getirmeyi başardılar.
Ailesi iki nesildir İzmir’de yaşamakta olan tüccar ve aynı zamanda girişimci-yatırımcı olan Robert Wilkin; 11 Temmuz 1856 yılında , İngiltere’de yaşayan ortakları daha sonraları ‘’Sir’’ ünvanı alacak olan Joseph Paxton, George Whytes, Augustus William Rixon ve ‘’Avam Kamarası’’ üyesi William Jackson adına hareket ettiğini belirterek, Osmanlı Hükümeti’ne imtiyaz başvurusunda bulundu.
İzmir’den İstanbul’a giden Robert Wilkin,dilekçesini Saray’a verirken yanında İngiltere’nin desteğinin olduğunu açıkça belirtiyordu. Girişimciler imtiyazı almak için çok beklemediler, bu başvuru Meclis-i Mahsûsa’da görüşüldü ve incelendi.
2 Ağustos 1856 yılında şirket ile imzalanacak sözleşmenin taslağı hazırlandı. 23 Eylül 1856 yılında verilen ‘’irade’’ ile şirket oluşturma ve demiryolunu inşa etme imtiyazı bu girişimci-yatırımcı İngiliz Grubuna verilmiş oldu.
Günümüz, Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlık Arşivlerinde; Osmanlı İmparatorluğu dönemine ait arşivler içerisinde 7040 kayıt numarası ile bulunan Padişah Abdülmecit tuğrasını taşıyan ferman, İzmir-Aydın demiryolu işletmesinin İngiliz Gruba verildiğini belgelemektedir.
Bu antlaşmayı, Wilkin’in yanı sıra Joseph Paxton, George Whytes, Augustus William Rixon ve William Jackson imzaladı fakat imtiyaz bu kişilerde yanlıca bir yıl kalabildi. Bir yıl geçtikten kısa bir süre sonra da İngiltere’de bulunan başka bir gruba bu imtiyaz satıldı.
Yeni grup, 1857 Yılının Mayıs ayında yeni bir şirket kurarak adını da ‘’İzmir’den Aydın’a Osmanlı Demiryolu Şirketi’’ olarak koydu.
İzmir'den Aydın'a Osmanlı Demiryolu Şirketi'ne ait hisse senedi.