Gönderen Konu: Hızlı Tren için bir yorum  (Okunma sayısı 3962 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı MesutDEM

  • Forum Üyesi
  • Yaş: 57
  • İleti: 42
Hızlı Tren için bir yorum
« : Aralık 04, 2009, 02:11:00 »
Bugün Ankara´dan Eskişehir´e "Hızlı Tren" ile geldim. Bu yazıyı da buna binanen hazırladım. Aslında bu konuda yazmayı -elbette ve özellikle bir tren forumuna- düşünüyordum. Fakat buna bu tecrübeyi de eklemek kaçınılmazdı.

Ben sadece tren konusu ile değil, aynı zamanda -ve hatta daha fazla- "havacılık" alanı ilgili biriyim. Ve 42 yaşındayım. Bugünkü hızlı tren (ki, bence başa "yüksek" sözünü eklemek mantıklı değil) tecrübem öncesinde zaten iki farklı tenkid halindeydim:

1- Ülkede saçma bir "3. dünya savunmacılığı" son 10-14 yıldır mantar gibi türedi ve bu, bu güne "ulusalcılık/miliyetçilik" başlığı altında yansımakta. Havacılık konusunda da (ülkenin 3. dünya şartlarında bir "sivil havacılık" mefhumu hiç olmadığı halde) olduğu üzere, tren aleminde de, benzer şekilde, bu alanları bahis konusu 3. dünyalı defanslara/savunma mekanizmalarına alet edebilmek modası hakim durumda ve bunların farkındayım. Bu konjonktürde sırf yalın hayat menfaatleri (aile, maaş vs) sebebiyle bu modaya sahip çıkan ileri yaşlardaki simaları anlıyorum. Fakat zavallı ve de bu yerel çukurda dünyadan bi haber haldeki (internet başında olmalarına rağmen) genç nesil dizilerinin bu içi boş propaganda sürecine alet olmaları tamamen akıl dışıdır.

Diyeceğim o ki, bugün yanımda seyahat eden ve oldukça da aklı başında genç inşaat mühendisi arkadaşın çok iyi anladığı espriyi bunlara bağlamıştım: Tren henüz Ankara Garında beklerken "İyi de bunun pencereleri -Atatürk´ün sarkıp poz vereceği şekilde- açılmıyor" diye tepki verenler olacağını biliyorum, bu yüzden muhtemelen "biz eski trenlerden memnununuz, onlar bize yetiyor" diyorlardır dedim. Buna güldük (halbuki Atatürk´ün Amerikan dizelinin çektiği bir trende fotoğraf verme şansı hiç olmamış, bunun yerine İngiliz/Alman Lokomotiflerinin çektiği vagonlardan poz vermek zorunda kalmıştı). Tabi, bunu alenen dile getirmeseler de bu konudaki "sessiz kalma" tavrı bunu anlatır.

Sırf böylesine gömülü bir sebepten dolayı, sayfalarına bol bol Atatürk/Bayrak koymak suretiyle kendilerine anlam yükleyen sitelerde "Hızlı Tren"e sessiz bir tepki halinde olunacağını kestirmek zor değildi.

(Bu konularda akademik/profesyonel liyakatlerine güvenilebilecek az sayıda kimi simaların "temkinlilik/vakar" adına sessiz kalmayı tercih etmelerini ise istisna olarak görüyorum).

Bendeniz bir Eskişehir´liyim. Yani, çocukluğu trenler önünde geçmiş biri. Sadece bu da değil. Aynı zamanda ve enaz bunun kadar önemlisi, bütünüyle ithal trencilik aleminin maaş çiftliklerinin Eskişehir Hayatının sosyal yüzündeki anlamını tartmak bakımından da...

Yani, Eskişehir´de aileler vardır: Bunların erkeklerinin bir kısmı TCDD ve de Lokomotif Fabrikası adını taşıyan yerde istihdam (!) edilmişlerdir. Bunlar buralardan aldıkları maaş ile o yatak odalarını finanse ederek kutsal torun torba sosyalitesine talim etmişlerdir (bu yüzden bendeniz bütün fikir sürecimde bu "maaş" olayına "yatak odası finansmanı" tabirini kullanırım).

Bu 3. dünya ülkesinde "lokomotif fabrikasının lokomotif tasarlayıp/yaratıp üretmeye değil, rejimin yegane dayanağı olan komunal torun torba ailelerine maaş dağıtmak amacına dönük olduğunu, bundan başka bir amacı da asla olmadığını" çok uzun zamandır zaten biliyordum...

Bunların neticesinde, ortada "ağzıyla kuş tutsa dahi" tarzında bir defansın olacağını, konunun, bol Atatürk´lü/bayraklı amatör sitelerde enazından "yokmuş" gibi geçiştirilmek isteneceğini kestiriyordum.   

2- Ancak bunların farkında oluşum, mevcut "ithal" hızlı treni tenkidden kaçacağım anlamına gelemezdi. Nitekim bugünkü seyahatte, aylardır bilincimde olan tahminlerimde -maalesef- haklı olduğumu anladım (bunun böyle olduğuna inanıyorum).

Bundan öncesinde birkaç defa sırf hızlı tren katarını yakından görmek için Eskişehir Garı´na gitmiş ve -naçizane- trene yakınlarından bakınmıştım. Bu gözlemlerimde bende "İspanya´dan (her zaman olduğu gibi "buğday parası" karşılığında) satın alınan yapının son derece konvansiyonel olduğu" şeklinde bir kanaat meydana gelmişti.

(Mekanik kurgularda "yalınlık" arzu edilen bir husus olabilir. Fakat bu, "derme çatma" ile karıştırılmamalıdır).

Birkaç gün öncesinde konuya yine ve elbette amatör imkanlarım çerçevesinde konsantre olup bir internet akşamımı buna ayırdığımda kesin olarak şu kanaate ulaşmıştım: "Hızlı Tren"in bir 3. dünya maaş çiftliğinde yaratılıp üretilememesinin kaçınılmazlığı" yanında, satın alınma tercihi de hatalı olmuştur. Yani, bu trenlerin -mesela- "Alstom" gibi bir tren abidesi yerine, bütçe/ihale sebebiyle, İspanyol kuruluşundan satın alınması büyük hata olmuştur.

Açıkça itiraf ediyorum: Satın alınmış olunan ve bugün seyahat ettiğim trenin tasarım ve mühendisliğini -acizane kanaatim- hiç beğenmedim...

Buna, "trenin üzerinde yol aldığı yapının hali (!)" de eklendiğinde kanaatim daha da perçinlenmiş oluyor. Hatta, tren katarının "derme çatma" intibaı veren tasarım ve uygulaması (ucuz etin yahnisi...), raylardaki derme çatma kurgu yanında çok hafif kalıyor. Yani, raylar hiç olmazsa "sorunsuz" olsa trenin şu haline katlanılabilir. Fakat ray yolunun hali bunu büsbütün ortadan kaldırıyor (Bununla, trenin üzerinde yol almak zorunda kaldığı "eski" kesimleri değil, bizzat sırf bu tren için yapılmış yeni yol kesimlerini kastediyorum).

(Kaldı ki, göstergenin 240-250 km/sa gibi rakamlarda sanki 20-30 km/sa gibisinden fazla gösterdiği hususunda da genç inşaat mühendisi arkadaş ile mutabık kaldık. Hatta kendisi, daha öncesinde bu trenle pekçok defa seyahat etmiş olmasına rağmen, "yer/konum değiştirme" üzerinden hız ölçebilen bir el GPS cihazı ile ilk fırsatta deneme yapacağını söyledi).

Sonuçta, iki detay ortada:

1- Bu tren, tıpkı İngiliz, Alman, Fransız ya da Amerikan lokomotif/trenlerinde ya da Amerikan F-16´larında olduğu gibi, "bizim" değil. Bu defa İspanyolların. Çünkü birşeye "bizim" denilebilmesi için o şeyin "sizin" tarafından yaratılıp/inşa edilmiş olması gerekir. Bir nesneyi nereden/hangi üretime karşılık geldiği belli olmayan 3. dünya paralarını verip satın almak, ona "bizim" demeye asla ve asla yetemez...

2- Tıpkı 70´lerin sonlarında "Mavi Tren" uygulamasında olanlara benzer şekilde- ve pek de uzak olmayan bir zaman sonra, bu trenin hızına en iyi ihtimal ve kaçınılmaz şekilde 170-180 km/sa gibi düzeylerde sınırlandırma getirilmek zorunda kalınacağını hissettim... Çünkü bence bu uygulamada hem yol, hem de satın alınmış katar/tren grubu bakımından hız sınıfı 250 km/sa değil (bunun oldukça altında).

Bunları asla çamur atmak amacıyla yazmadım. Bunlar, sadece, bendenizin acizane kanaatleri...
Ýçinde değil Dışında olanlardanım.

Çevrimdışı container

  • container
  • Kulüp Üyesi
  • Forum Üyesi
  • Yaş: 47
  • İleti: 79
Ynt: Hızlı Tren için bir yorum
« Yanıtla #1 : Aralık 04, 2009, 02:28:19 »
katildigim icin degil ama zaman ayirdiginiz ve son derece detayli bir gorusu bizimle paylastiginiz icin tesekkurler.
En yakinda ben de "hizli tren"leri tecrube etmek istiyorum. Umarim sonrasinda bir "tasarimci" ve "yolcu" olarak goruslerimi burada paylasirim.

Çevrimdışı Kerem Türker

  • Kulüp Üyesi
  • Forum Üyesi
  • Yaş: 37
  • İleti: 267
Ynt: Hızlı Tren için bir yorum
« Yanıtla #2 : Aralık 04, 2009, 13:11:25 »
Merhaba Mesut Bey;

   Ben de bir Eskişehirli olarak hızlı trene hiç binmemiş isem en az 40 defa binmişimdir. Bahsettiğiniz Gps cihazını trende arkadaşlar ile kullandık. yaklaşık 2-3 km/s kayıp ile tutmaktadır. Ancak ekranlara gelen hızın anlık hız olmadığını da farketmişsinizdir. Monitöre gelen kadran yaklaşık 5 saniye öncesini veriyor.   Konunun teknik kısmı ile ilgili çok bilgim yok. Size Yusuf Sünbül Bey daha ayrıntılı bilgi verebilir.

  Üretilen ürünün menşei ile ilgili çekincelerinizde haklısınız. Keşke Tülomsaş imkanları dahilinde böyle bir makine üretilebilseydi. Ancka şunu da göz önünde bulunduralım ki bugün yüksek teknoloji gerektiren hiç bir ürün salt bir ülke dahilinde üretilmiyor. En basit örnek olarak ABD Boeng uçaklarının bir kısmının motorlarını İngiltere'den almaktadır. Yanlış hatırlamıyorsam aldığı firmalardan biri RR. Avrupa Birliği tarafından üretilen Euro Fighter uçaklarının da her bölümü başka bir Avrupa ülkesinde üretilmektedir.

   Bizim hızlı trene yönelik eleştirimiz  bu teknolojide bizim de bir payımızın olmayışıdır. Ancak mevcut hızlı trenler de Avrupa standartlarında olduğunu sanmaktayım...


   
 
     

Çevrimdışı MesutDEM

  • Forum Üyesi
  • Yaş: 57
  • İleti: 42
Ynt: Hızlı Tren için bir yorum
« Yanıtla #3 : Aralık 04, 2009, 15:09:19 »
Havacılık, otomotiv ve benzeri pekçok teknoloji yapılarının uzun zamandır "ortaklıklar" üzerinden üretildiği elbette bilinen bir durum.

Fakat bu işlerin pekçok farklı tarzı da var. Yani, hangi tür ortaklık?

Önemli olan, "gerçek ortaklık"tır. Tıpkı zamanında Concorde´un tasarım ve üretim sürecinde gerçekleştirilmiş İngiliz/Fransız ortaklığı gibi. Tabi, "eşit ortak" olabilmek için de o vasıflara sahip olmak gerekiyor.

Yoksa, batılı teknoloji tröstünün tamamen kendine ait tasarım lisansları üzerinden birşeyler yapılması, sadece, 3. dünya ameleliğidir. Mesela, Tülomsaşta durum budur. Orada durum -sağdan soldan fakat bizzat mühendis düzeyinde simalardan duyduğum kadarıyla- öylesine içler acısı ki, mevcut halin tasarım/yaratıma koşulabilmesi bütünüyle imkansız. Biz buna sadece Hızlı Tren konusunda değil, Eskişehir Tramvay Projesinde de şahit olduk. Gerçi muhtemelen işin içinde siyasi pekçok entrika bulunuyordu. Fakat belediye aynı siyasi partiden olsaydı dahi "çözüm" mümkün olamazdı.

Bu proje gelir geçer. Fakat burada önemli olan husus, halihazır ve sırf -yukarıda kısmen ifade ettiğim- "satın alma sosyolojisi" doğrultusunda bina edildikleri apaçık olan "maaş yapıları"nın teknolojiye asla dönük olmadıklarının artık anlaşılması/teslim edilmesidir.

Tabi, balık baştan kokuyor. Ortada rejim, akademizm ve "mühendis memuriyeti bürokrasisi" şeklinde bir 3. dünya zinciri var. Bu, eski doğu bloğu 3. dünya ülkelerine taş çıkarttıran zincirin  sadece halkaları arasındaki bağların kırılması da yetemez. Bizzat o halkaların da parçalanması gerekiyor...

Acı olan, bütün bunlar bilinmiyor mu? Pekala biliniyor.

Demek, öylesine iyimsermişiz ki, bu 3. dünya çukurunda demografik bakımdan hiç azımsanamayacak bir kitlenin düpedüz "münazara" halind eolduğunu on yıllar boyunca idrak edememişiz. Yani, bu ülkede, -o çok yalın menfaatlerinden olmamak adına- "kara"ya "ak diyebilecek yüzbinlercesi var. Asıl hüzün veren de bu.

"Sosyo/materyalist tutum"un sözde felsefi/ideolojik yansımalarını zaten yerden yere vuruyorum. Fakat bu işin içinde fikir/ideoloji aramak dahi boş. Herşey öylesine açık ki, işin içinde o 3. dünya sosyo/devlet kurgularından (maaş çiftliklerinden) gelen bir menfaat var. İşin aslı bundan ibaret.

Ortada böyle bir "gerçeklik yapısı" taş gibi durup duruyorken yaratım/üretim tamamen hayaldir. (Böyle bir gerçeklik üzerinde aptalların hayali, şeytanların ise palavrası...).

Konuyu yalın bir tren bileti ve 2 saatlik bir seyahatten (çünkü yarım saat rötar vardı (!)) buralara detaylandırmak istemezdim. Fakat detaylardan kaçmak mümkün değil...
« Son Düzenleme: Ağustos 02, 2013, 22:29:20 Gönderen: MesutDEM »
Ýçinde değil Dışında olanlardanım.

Çevrimdışı MesutDEM

  • Forum Üyesi
  • Yaş: 57
  • İleti: 42
Ynt: Hızlı Tren için bir yorum
« Yanıtla #4 : Aralık 05, 2009, 17:44:14 »
Şaka gibi görünüyor. Fakat -Yüksek- Hızlı Tren benim tenkidlerime fena alındı:

http://arama.hurriyet.com.tr/arsivnews.aspx?id=13117166

Dün akşam kardeşim de bu trende idi ( Ankara´dan 20.oo HTreni). Ancak 23.ten sonra gelebildi.
Geldiğinde yaşananları anlattığında oldukça güldük. Özellikle, içeride kapalı kalan yolcuların kimilerinde tansiyon atakları, gelen jandarma/polis devriyelerinin karanlığa gömülü haldeki trene saf saf bakınmaları, diğer taraftan gelen bir başka tren burada durduğunda içeridekilerin cep telefonlarının ışıklarıyla S.O.S çekmeleri. Bir de elbette, kapılar güç bela açıldığında acele edenlerin 1.m yukarıdan burun üstü inme girişimleri.

Tren mahsur kaldığında hasbelkader kardeşimin yanındaki biri galiba gar müdürünün koruması imiş. Onun müdür ile yaptığı konuşma çok komik olmuş...

Ýçinde değil Dışında olanlardanım.

Çevrimdışı kemalomay

  • Kemal Omay
  • Administrator
  • Forum Üyesi
  • Yer: istanbul
  • Yaş: 25
  • İleti: 2880
Ynt: Hızlı Tren için bir yorum
« Yanıtla #5 : Aralık 05, 2009, 22:52:45 »
Mesut bey merhaba , hızlı tren ile ilgili eleştirilerinize genel olarak katılıyorum ama olaya sadece bu günün perspektifinden bakarsak doğru eleştiri yapmış oluruz ama eksik olur.
Biz , Avrupa ve Amerika sanayi devrimini başlattığında neredeyse taş devrini yaşayan  din eksenli ve kendimize özgü  garip bir imparatorluk idik ve  dünya sahnesinde kendimize sürekli yer arıyorduk maalesef.
Doğal olarak yola , 250 sene kadar geç çıktık.
En basit örneği vererek konuya gireyim.60 lı yıllarda montaj sanayii ile yeryüzünün en kötü arabalarını üreten otomobil fabrikalarımız artık tamamen ülkemizde tasarlanan modeller yapma durumuna geldi.( şimdilik yabancı markalar altında )
Ticari araçlarda ise hem Türk tasarımı hem de Türk markası olan üretimler var ve hiç fena değiller.
Yine montaj ile başlayan uçak sanayiimiz oldukça yol aldı.
Zaman içerisinde raylı sistemlerde de birşeyler yapar duruma geleceğiz.
Tamam, çok ama çok yavaş ilerliyoruz , doğru , işte burada da tekrar, sizin ,genel yapımız ve işleyiş sistemimiz ile ilgili eleştirilerinizin haklılığı ortaya çıkıyor.
Başka konulardaki yazılarınızı da zevkle bekleriz.
Selamlar sevgiler.....
YAŞLANDIĞIMIZ İÇİN OYUN OYNAMAYI BIRAKMAYIZ , OYUN OYNAMAYI BIRAKTIĞIMIZ İÇİN YAŞLANIRIZ.   G.BERNARD SHAW.

Çevrimdışı Barbaros

  • barbaros a??rbaş
  • Kulüp Üyesi
  • Forum Üyesi
  • Yer: istanbul
  • Yaş: 61
  • İleti: 278
Ynt: Hızlı Tren için bir yorum
« Yanıtla #6 : Aralık 06, 2009, 00:51:46 »
ülkemizin ürettiği yüzde yüz yerli otomobil ile yegane lokomotif Eskişehirde içler acisi halde sürünüyor.siz zanndeyormusunuzki bu hızlı tren zırvası tutacak.hızlı tren bahanesi ile zaten olmayan ağır yük taşımacılığını tamamen karayoluna dökecekler. dolaylı verginin büyük bölümünü taşıt vergileri vede akaryakıt vergilerinden alan devlet kendini bununla döndürüyor.bindiği dalı kesmek istemeyecektir.istese bile bazı malum kuruluşlar buna izin vermeyecektir.