Okan Bey: İlginize ve web sitesine fotoğraf aktarımı çalışmalarınıza ben de çok teşekkür
ederim.
Harun Bey: Amacımız elimizden geldiğince modeltrenciliğe hepbirlikte katkılarda bulunmak.
Bu güzel ortamda paylaşımlarımızdan dolayı memnuniyet her türlü değerin
üzerindedir.
En kısa zaman da gerekli çalışmaları yaparak size ulaştıracağım.
Bu duruma olumlu yaklaşımınızdan dolayı ben de size çok teşekkür edrim.
İlyas Bey: Güzel görüşleriniz için teşekkürler. Konuyu bölmek gibi bir durumu kesinlikle
düşünmeyiniz.
Amacımız burada paylaşımdır. Paylaşımlarımız ne kadar çok olursa hepimiz
birbirimize o kadar daha çok yararlı olabiliriz.
Çamlık Müze izlenim ve incelemelerim 3.Bölüm:
Bu bölümde biraz da Çamlık istasyonun tarihi görünümünü ele alıyoruz.
Fotoğrafın gerisinde görülen buharlı lokomotiflerin tenderlerine su aldıkları su deposu
ve yanında bulunan K52'lerin küvet tenderi.
İzmir-Aydın arası 1858 yılında döşenmiş buram buram tarih kokan demiryolunun yanında
sanki o günleri tekrar yaşıyoruz. Buharlılar gelip geçtikçe Çamlık'ta su ikmalleri yapılır,
bakıma alınacaklar burada bulunan bakım atelyesinde bakıma alınırlarmış.
Üzerinde bulunduğumuz tarihi demiryolunun ters yönüne dönerek, Çamlık Müze giriş kapısına
doğru demiryolunu takip ediyoruz. Kapı girişinde ne yazık ki tarihi görünümü bozan beton
kaplaması yapılmış.
Kapıdan çıkıyoruz. Köye ve yeni Çamlık istasyona giden yol bu sefer demiryolunu daha da
kötü bir şekilde asfaltla kaplamış olarak karşımıza çıkıyor.
Tarihi bir demiryolunun bu şekilde acımasızca bozuntuya uğramasına yüreğimiz sızlayarak
bakabiliyoruz. Yoldan sonra ağacın arkasında görülen eski Çamlık istasyonu.
Tarihi istasyon binasına doğru ilerliyoruz. Restore edilmiş, çevresi yeterince bakılmamış
durumda gözümüze çarpıyor. Yine bu hale getirilmesine sevinmekten başka diyecek bir şey
bulamıyoruz. Eski harap durumdan en azından kurtarılmış olması bile bir kazanç diyebiliyoruz.
İstasyon binasının önüne geliyoruz. İngiliz mimari özellikleri binada kendini belli ediyor.
Kapı ve pencere ahşapları tam kullnılmaya başlamadan bakımsızlıktan çürümeye başlamış.
Yeniden kazanılmaya çalışılan bu nadide yapı e kaderine terk edilmiş korkusu sarıyor içimizi.
İstasyondan bir başka görünüm. Peronları ve peronlar arasındaki otların içinde kaybolmaya
yüz tutmuş raylar adeta kurtarılmayı beklercesine sanki bize göz kırpar gibi otlar arasından
görünüyorlar. İstasyonun o biblo gibi görünümü doğanın bize yeşili ve maviyi öylesine güzel
sunumu bir parça da olsa yüreğimize su serpiyor. Birde kuş seslerinin cıvıltısı bu görünüme
öylesine güzellik katıyor ki bir an insan kendini cennetin bir köşesinde hissediyor.
Şehrin karmaşası ve gürültüsünden sonra böylesi bir ortamda bulunmak insana gerçekten
çok huzur verici bir etki yapıyor.
Burada işte böyle karmaşık duygulara kapılıyorsunuz. Bir an hüzünleniyor bir an yaşama
sevinci kaplıyor içinizi.
İstasyondan Selçuk yönüne doğru gittikçe raylar ara rara ortaya çıkıyor.
Artık kullanılmayan bu tarihi demiryolunun ilerisinde bir de kullanılmayan tünel karşımıza
çıkıyor. Tünelin önünü otlar ve ağaçlar kaplamış artık ilerlemekten ben de ürküyorum.
O arada yine otların kapladığı demiryolunun bir parçasını görüyorum.
Son bir gayretle biraz daha yaklaşıp tünelin giriş kısmını görüntülemeye çalışıyorum.
Bu alandaki incelememizi tamamlayıp tekrar müzeye dönüyorum. Müzedeki lokomotiflerden
bir dizi fotoğraflama çalışmalarını sürdürüyorum.
Çamlık Müze lokomotif görütülerini sizlerle paylaşmaya devam edeceğim.