Herkese tekrardan merhabalar...
Aslında bu mesajı yazıp yazmama konusunda tereddütte kalmıştım zaten hatırlayanlar konudan çekildiğimi de bilir.Ancak konuyu açan Koray dostumuzun (artık kendince nedenlerden ötürü) konuyu kapamasından dolayı zaten kendisi daha konuyu açmadan evvel benim kaç zamandır bu konuda benzer yapılanma düşüncelerimin olması ve bir şekilde halen devam etmesinden ötürü aşağıda bazı analizlerimi,tespitlerimi dile getirmeyi uygun gördüm.
Öncelikle... Yanlış anlaşılmak istemem.Mümkün mertebe dikkat etsemde bazılarının rahatsız olacağını biliyorum.Zaten yukarıda bu konu başlığı altındaki önceki mesajlarıma bakılırsa bir takım gerçekleri hassasiyetleri dile getirmem akabinde doğruyu söyleyeni 9 yerinden vururlar hesabı eleştiri oklarının hedefi olmuştum arkamdan burdaki en yakın can dostlarımdan birisi Kemalim Omayıma beni şikayet edenler (şikayet konusunu anlamakta ayrı bir muamma ya..) v.s. olmuştu ancak dost acı söyler sonuçlar ortada.Ben zaten konudan çekilirken doğru dürüst ciddi birşey çıkmayacağını tahmin ediyordum.Ama ne yalan söyleyeyim bu kadar erken pes edileceğini beklemiyordum.(Zaten bu yazıyı yazmama bir sebepte bu oldu).Çünkü bu konuda söylemlerle eylemler arasında çok ciddi çelişkiler mevcut.Bir nevi Can abinin bir mesajında daha tavamız tenceremiz hiçbirşeyimiz yok ama biz omlet mi yapalım menemen mi diye tartışıyoruz tespitini tasdikler cinsten tutarsızlıklar mevcut.Bunları ele alacak olursak... Can dostum sevgili Harun abim çok sevdiğim birisidir.Beni yanlış anlamayacağını sanıyorum.Kendisinin de bu konuda uzunca bir yazısı olmuştu.Ancak maalesef büyük bir çoğunluğuna katılmıyorum katılmak mümkün değil.Neden derseniz....
1- Code 83 ray konusu... açıkçası yıllardır türk forumlarının yanı sıra yurtdışındaki forumları da yeri gelip takip eden birisiyim (bilhassa modelrailforum).Bunca yıldır daha bizim MTK dışında hiçbir modelci topluluğunun code 83 raydan şikayet edip kullanışsız olduğunu iddia eden bir grup ne gördüm ne duydum.Üstelik düşünün.. Bugün hemen hepimizin kedinin ciğere baktığı gibi izlediği avrupadaki isim yapmış kurgularına (Wunderland ından Loxx Berlin ine,Bad Driburg una ve daha ismi şu an aklıma gelmeyen nicelerine) bakın hemen hepsi code83 ray kullanır.Şimdi onlar hatalı da biz mi doğruyuz?Demek ki bizim burda şikayet eden arkadaşlarımız kullanmasını bilmiyor kusura bakmasınlar.Zaten birbiri ile alakasız modellerin bir araya gelmesinde buna benzer durumların ortaya çıkması normal (bu konuda daha detalı izahta bulunacam).
2-Emekli albaylar gibi fazla kural koymayın demişti Harun abi... Buna da %100 katılmak mümkün değil.Önemli olan kuralların çokluğu azlığı değil niteliğidir.Şimdi düşünün... İskambil oyunları olsun,tavla olsun,okey olsun,satrancı brici v.s. ... Bunlar zaruri şeyler mi?Değil.. Bunları da bir nevi hobi babında değerlendirmek mümkün.E pekii bunların kuralı adabı yolu yordamı yok mu?Hobi diye herkes kendi kafasına göre mi oynuyor?Varmı böyle bir mantık böyle bir dünya?
İşin trajikomik gördüğüm bir yanı da konu ne zaman ciddileşse ilkokul mantığıyla aman canım maksat muhabbet dostluk türü söylemlere girişilmesi.Gülsem mi ağlasam mı bilemiyorum.Bugün insan ilişkilerinin TR ye nazaran daha zayıf olduğu avrupa ülkelerinde (hoş.. ne derece öyle olduğu tartışılır ya..) örneğin Almanya da insanlar napıyor?Klüp dışına çıkınca yanındakilere yok arkadaş biz senle klüp model tren işi için bir araya geliyoruz dışarıda seni tanımam etmem mi diyorlar?
Zaten bir adam insanlıktan nasibini almışsa gerek burda olsun gerek buraya benzer diğer ortamlarda/oluşumlarda haliyle arkadaş dost edinir bu kendiliğinden gelişir.Buna benzer diğer yerlerde (RC ciler,uçakçılar,gemiciler v.s.) de rastlanır.Yersizce zırt pırt 2 de 1 bu basit olması gereken mevhumların dile getirilmesi de (kimse kusura bakmasın ama) beceriksizliğin başarısızlığın kılıfı olmaktan öteye gidemez.Benim yıllardır ısrarla altını çize çize belirttiğim kurguların/modellerin belli bir döneme ait olması gerektiği noktasını nedense çoğu kişi ısrarla çiğnemeye çalışıyor buna da anlama vermekte güçlük çekiyorum.Harun abimin bu konuda da yine pek doğru olmayan bir tespiti olmuştu.Gelişmiş avrupa ülkelerinde adamların zaten modelleri var bizim gibi uğraşmak durumunda değiller diye....Durum aslında tam da böyle değil.Evet... Her ne kadar diğer ülkelerde (yani modelciliğin gelişmiş olduğu veya anavatanı kabul edilen ülkelerde) çoğu grup kendi ülkesini tema alan kurgular modeller yapsa da istisnaları yok değil.Örneğin bugün Almanya da hatırı sayılır derece de Amerikan kurgusu olduğunu biliyorum.Dreimühlentalbahn kurgusu ile sayısız ödül kazanmış bu işin en büyük üstadlarından kabul edilen Jacq Damen bildiğiniz üzere Hollanda vatandaşı.Ama NS yani Hollanda kurgusu yapmadı (ki yapsaydı bizim gibi malzeme sıkıntısı da çekmez gayet kolaylıkla yapabilirdi).İlk HO kurgusu Dreimühlentalbahn 3. dönem Alman kurgusuydu.Bir sonraki çalışması The Mill On30 scale Amerikan kurgusuydu.Zaten Türk kurgusu yapmak Amerikan veya Avrupa kurgusu yapmaktan daha zor.Adamlar bizim gibi lokoyu aldıklarında orasını kes burasını biç modifiye et üstüne kuswa plaket çak uğraşmıyorlar ki... Kutudan çıkardımı biraz kirletme sonra da koy ray üstüne işlem tamam... Bizde de o yüzden illa türk kurgusu olacak diye bir kaide yok (tabii gönül aslında onu ister orası ayrı).Defalarca söylediğim gibi... Britanya kurgusu yaparsınız OO scale (Hornby ve Branch Line lardan oluşan) hele ki nitelikli ince işçilikli ise buna tabii ki şapka çıkarılır.Veya İsviçre kurgusu,amerikan ya da iskandinav da olabilir...Ama hepsi birbirine karıştımı bu iş olmuyor.Kimse kusura bakmasın ama ben bu yanlışın yıllardır ısrarla yapılmasının ardında şu kanaate vardım.Sanırım bazı arkadaşlarımız verdikleri parayı (lokolar için olsun,vagonlar için olsun veya diğer malzemeler için olsun) matah bir mebla zannedip yahu ben zaten hobim için bu kadar para döküyorum bir de üstüne kısıt tahdit kuralla mı uğraşacam mantığını güdüyorlar.Eh... mantık buysa (ki öyle görünüyor) zaten o zaman sözün bittiği yerdeyiz demektir.Ama bu mantıkta da hele ki bir araya gelip düzgün nitelikli bir iş çıkarmak hayalden öte birşey olamaz.Herkes o zaman eski tas eski hamam evlerine tıkılır kendilerince birşey yapar.Zaten bu yazıyı yazmama bir sebepte buydu.Eğer ki geçmiştekilerden farklı yeni,nitelikli sanatsal birşey yapılmayacaksa neden bu kadar yaygara koparılır ki?Nasıl olsa hemen hepimiz yıllardır iyi kötü birbirini tanıyan ve bir araya gelen hatta sıkça görüşen insanlarız.Bir araya gelmek mi sorun (tabii iş biraz ciddileşip mesuliyet devreye girince bununda sorun olduğu canım TR de çoğu zaman görülen birşeydir)
Kafanızı sokacak 4 duvar bulduktan sonra gerisi sorun değil.Yapılır 3-5 tane suntadan,kontraplaktan düz zemin yürüt trenleri götür getir.. maksat muhabbet değil mi?
Yeni birşey yapıyormuş gibi bu kadar tantanaya ne gerek var? Yeri gelmişken dikkatimi çeken bir konuyu daha dile getireyim.Yer konusundan bahsetmiş çoğu kişi.Açıkçası buna pek anlam veremiyorum.Bu konuyla ilgili baya link verip örnek koydum.Zaten modüler kurguların esası amacı esprisi portatif yani taşınabilir olmasıdır.Üstüne tren yürütme öğresinin ön plana çıkmasıdır.Zaten belli bir mekana hapsolunacak olduktan sonra ne esprisi var ki?Bu millet mazoşist mi aynı kurguyu devamlı parça parça aynı yere götür getir yapsın?Zaten belli sabit bir yerde yapılacaksa ne luzumu var o zaman ilelebet işgal edilecek bir mekan tutulup sabit oda kurgusu şeklinde birşey yapılır.Her daim aynı yerde olması büyük ölçüde esprisini kaybettirir.Üstelik böyle bir oluşuma iştirak edecek kişilerin zaten tamamına yakını İstanbul,Ankara,İzmir,Eskişehir gibi belli büyük kentlerde bulunup ikamet eden kişiler.E bu şehirlerde toplanıp böyle bir çalışmayı sergiletecek yer mi bulunamayacak?Bu şehirlerde AVM si olsun sergi salonu olsun hiçbirşey kalmadı mı?Zaten hepimiz iyi kötü çevresi ve iyi ilişkileri olan insanlarız.Açık söylemek gerekirse...Benim en büyük dezavantajım sanırım izmirde iş yapacağım kişi olmaması.Bugün yanımda benle beraber yürüyecek bir kişi olsa inanın o bile yeterli birşeydir.Düşünün...2 kişi birer istasyon veya gar yapmış türk yapısı ve birbirine bağlanabiliyor (daha önce verdiğim linklerdeki gibi).İnanın bu bile mevcut TR şartlarında bir başarıdır.Sayıca çok olmak bir anlam ifade etmez.Zamanla gelecek olan zaten gelir.Ki.. Benim bu konuda yakında bir takım çalışmalarım olacak fırsat bulduğumda sırası yeri geldiğinde umumi ortamlarda paylaşırım zaten.Bu mesajım büyük ölçüde eleştiri odaklı olduğundan eminim birileri yine rahatsız olup beni şikayet etme v.b. yollara girişecekler.Ancak yazımdan da anlaşılacağı üzere rahatsız değilim.Sorunu,fikri olan varsa her ne şekilde olursa olsun (gerekirse özelden) benimle irtibata geçsin.Çünkü amacım üzüm yemek bağcıyı dövmek değil.Defalardır söylediğim gibi bir takım şeyleri aşalım artık.Örneğin üretim kalitesi belli bir standardın üzerinde olmayan markayı eleştirdiğimizde hatta eleştirmeyi bile bıraktım daha kaliteli başka birşeyi kullanmayı önerdiğimde aaaa marka kötüledi deniyorsa inanın 1 milim yol kat edilmediğinin ve ileride de edilmeyeceğinin tescilidir bu.Bugün Hornby rayların anavatanı İngiltere de bile gerçek trenlerle ilgili bir forumda makas üzerinde dray etmiş dizelin resmi konulduğunda forum üyeleri makaslar Hornby miydi ki dray etmiş diye dalga geçerken biz halen kendi üretimimiz veya babamızın malı gibi savunma moduna geçiyorsak bu trajikomediden başka bişey değildir.Her ne kadar burada pek ümidim/umudum kalmasa da yine de nitelikli bir iş yapmak isteyenler varsa onlarda benimle iletişime geçebilir.Ki... aslında çoğumuzun sıkıntısı olan yersizliği göz önüne aldığımızda bu modüler kurgunun bizim TR şartları için biçilmiş kaftan olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim.Ama ne yazıktır ne acıdır ki başka sorunların devreye girmesi çoğu zaman işi çıkmaza sokmuştur.Ben makul ve objektif düşünülüp iyi niyetli olunduktan sonra kalan ufak tefek sorunların üstesinden gelineceğine inanıyorum.Mutfağa girmek istemeyen hazıra konmak isteyenlerle zaten bişey olmaz onlara sözüm yok.Kalıcı sanatsal birşey yapmak isteyenler (altını çize çize söylüyorum 1 kişi bile olsa) velinimettir...
Sevgiler...
Jimmy Cem