Gönderen Konu: Önce - Sonra  (Okunma sayısı 5194 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı MesutDEM

  • Forum Üyesi
  • Yaş: 57
  • İleti: 42
Önce - Sonra
« : Eylül 16, 2015, 02:09:20 »
Varolmanın sebebi yokolmaya alışmaktır...
Ýçinde değil Dışında olanlardanım.

Çevrimdışı kemalomay

  • Kemal Omay
  • Administrator
  • Forum Üyesi
  • Yer: istanbul
  • Yaş: 25
  • İleti: 2880
Ynt: Önce - Sonra
« Yanıtla #1 : Eylül 16, 2015, 20:41:38 »
Ne oldu demiryoluna Mesut kardeş ?
YAŞLANDIĞIMIZ İÇİN OYUN OYNAMAYI BIRAKMAYIZ , OYUN OYNAMAYI BIRAKTIĞIMIZ İÇİN YAŞLANIRIZ.   G.BERNARD SHAW.

Çevrimdışı MesutDEM

  • Forum Üyesi
  • Yaş: 57
  • İleti: 42
Ynt: Önce - Sonra
« Yanıtla #2 : Eylül 17, 2015, 02:28:03 »
Bu esasen uzun bir hikaye. Tıpkı demiryolunun kendisi gibi.
Bazen içinde olmasam da yakınında hissettiğim, çoğu zaman da uzağında hissetmeye mahkûm edildiğim bir konu.

"Demiryolu fidanlıkları" hakkında geçenlerde arattığımda bir makaleye denk gelmiştim.
Bunun üzerine makale sahibi hanımefendiye uzunca yazdım ve fakat -tahmin ettiğim üzere- hiçbir cevap alamadım.

Sizlerin samimiyetinden şüphem yok. İlk olarak 2 yıldan fazla zaman öncesinde kalmış o fotoları gönderirken de yoktu.
Fakat bu demiryolu konusunun uzun zaman aralıkları ardından kafama çakıldığı zamanlarda kendimi hakikaten tuhaf bir bunaltının ortasında buluyorum.

Belki çok uzattım.

"Demiryolu nerede?"
Geçmişte.
Sadece o kadar.

"Eskişehir Demiryolu Fidanlığı" yokoluşun kapısında.
Hatta yokoldu bile denebilir.
Tinercilere terk edilmiş Alman eseri eski bina, geçen mayıs ayında çekmiş olduğum son parti fotoğraf ardından yanmış (!).
Evin etrafındaki bir zamanların cennet bahçesi, hele ki herhalde yüz yıldan fazla zamana şahit meşe ağacı ile birlikte yokolmayı bekliyor.
 
Gar müdür yardımcısıyla ve yol müdürüyle görüştüm. Umurlarında bile değil.

Anlayacağınız demiryolu "hızlı" oldu (bunu politik bir laf olarak söylemiyorum).
Rezidans gibi ev ise tarih.

Son yıllarda bizim Eskişehir Büyükşehir Köyü (!) çok populize oldu.
O populasyondan pekçokları kendilerine arkaları boş vitrinler dekore ettiler.
Fakat, şehrin göbeğinde o fidanlık yokoluşa terk edildi.

Herkes, vitrin düzmek peşinde. Fakat acı olan, o vitrini dahî "kolay" materyal ile doldurabilmek gayretleri.
Mesele "zor" ise dönüp bakan yok.

Eskişehir Demiryolları Fidanlığı hakkında biryerlerden malumatı olan varsa lütfen bir şekilde "yazsın".

Oradan kimler geldi geçti, o nasıl bir dünya idi?

Meselâ, araştırdığımda Vahdettin Aysal Bey ismine ulaştım.
Uzun yıllar fidanlık şefi olarak orada oturmuş. Bir ara demiryolları meslek lisesinde ders de veriyormuş.
Muhtemelen 70´ini çoktan aşmış ve de birkaç yıl önce İstanbul´a taşınmış.

Saygılarımla Kemal Bey.

Mesut Demirhan
Ýçinde değil Dışında olanlardanım.

Çevrimdışı sedat nişancı

  • Forum Üyesi
  • Yer: İZMİR
  • Yaş: 62
  • İleti: 342
Ynt: Önce - Sonra
« Yanıtla #3 : Eylül 17, 2015, 10:55:56 »
   Mesut Bey  selamlar,
 Bu konu ile ilgili bir şekilde Yılmaz Büyükerşen'e ulaşamazmısınız. İlgileneceğini tahmin ediyorum. Kentpark taki treni ve demiryolunu tasarlayan kadroların bu konuya ilgisiz kalmayacağını tahmin ediyorum.

Çevrimdışı utkan

  • Kulüp Üyesi
  • Forum Üyesi
  • Yaş: 65
  • İleti: 1938
Ynt: Önce - Sonra
« Yanıtla #4 : Eylül 17, 2015, 11:33:20 »
   Mesut Bey  selamlar,
 Bu konu ile ilgili bir şekilde Yılmaz Büyükerşen'e ulaşamazmısınız. İlgileneceğini tahmin ediyorum. Kentpark taki treni ve demiryolunu tasarlayan kadroların bu konuya ilgisiz kalmayacağını tahmin ediyorum.

Sedat Bey,

Size katılıyorum. Yılmaz Bey gerçekten konuya olumlu yaklaşacaktır.

Saygılarımla,

m.utkan

Çevrimdışı MesutDEM

  • Forum Üyesi
  • Yaş: 57
  • İleti: 42
Ynt: Önce - Sonra
« Yanıtla #5 : Eylül 17, 2015, 19:27:45 »
Size belki tuhaf gelecek fakat, biz sıradan insanlardan kim Büyükerşen´e ulaşabilmiş ki bendeniz ulaşabileyim?
İşte "dışı sizi içi beni yakar" sözünün tam yeri.

Diğer bir faktör de, Eskişehir´in iktidar ile Büyükerşen arasında adeta paylaşılmış olması.

Böyle olunca, Büyükerşen, merkezî idarenin elindeki bir alana el atmaya asla yanaşmayacaktır.

Bundan da ibaret değil. Maalesef, Büyükerşen hakkında daha da ötesinde tecrübelerim var.
Meselâ, profesyonel yıllarımda -apayrı konularda- ulaşabilmek için pekçok defa girişimde bulunmuş olmama rağmen Büyükerşen tam bir "çiftlik ağası" komunikasyon politikası takip ettiğinden, girişimlerimin hepsi de, oradaki melanet bir sekreter blokajına tabi edildi.

Siz maalesef, TV´den bildiğiniz kadar biliyorsunuz. Ki, işte adına "iletişim" dedikleri o iğrenç komunikasyon tiyatrosu budur.
Bu ülke, televizyonun en iğrenç şekilde kullanıldığı bir yer.
Halbuki meselâ, hakkını teslim etmem gerekir ki, Tepebaşı (İlçe) Belediye Başkanı Sn. Ataç için durum hiç böyle değil.
Bir projem için bana randevu vermiş ve beni 1,5 saat kadar da dinlemişti. Böyle şeyler unutulmaz.
TCDD Eskişehir Demiryolu Fidanlığı aynı zamanda Tepebaşı ilçesi içinde.
Fakat çok iyi biliyorum, Dr. Ataç bile bu konuyu Büyükerşen´e götürmeye tereddüt edecektir.
Ýçinde değil Dışında olanlardanım.

Çevrimdışı MesutDEM

  • Forum Üyesi
  • Yaş: 57
  • İleti: 42
Ynt: Önce - Sonra
« Yanıtla #6 : Eylül 19, 2015, 15:59:17 »
Aslında bir bakıma müsterihim de...

Çünkü bu işleri sürekli olarak "kendi cenahlarının malı" olarak görüp, her fırsatta bir enformasyon ağalığına soyunanlar, -umursamazlıkları sebebiye- hiç görmedikleri bahis konusu mekânın, ancak  -komisyon / iftikab projelerinin buldozerleri ile- dümdüz edilmiş hallerini görecekler.

Biz fotoğrafçılardaki egoizm, "arkaları boş 3. dünya vitrinlerine dolgu malzemesi tedariki" işi değildir.

Bizim egoizmimiz tarih ile aramızdadır.

Dünya, yaşanıp geçilen şimdiki zamanlarını hayatın  ...ayvanlarına (afedersiniz), tarihi ise biz idealistlere emanet eder.

Şimdiki zamanın bahis konusu ahalisi, o, "park" denen ucubeliklerdeki ne idüğü belirsiz şeylerle turlamaya devam etmeyi -fazlasıyla- hakediyor.

Ne mutlu onlarda kendilerini mutlu hissedenlere... :)
 
Ýçinde değil Dışında olanlardanım.